Yapılan bir araştırmada, miyeloid* hücrelerde bulunan bir genin etkisizleştirilmesiyle, farelerde obezitenin önüne geçildiği keşfedildi.
Bu yeni araştırmaya göre, farelerde bulunan bağışıklık hücrelerindeki bir genin etkisizleştirilmesi, yağ oranı yüksek bir beslenme düzeni uygulandığında bile, obezitenin önüne geçti.
“The Journal of Clinical Investigation” online dergisinde yayımlanan çalışma sonuçlarına göre, bilim insanlarının obezite sorunu yaşayan bireylerin daha kolay kalori yakmalarını sağlayabilecek tedavi türleri geliştirilmesine katkı sağlayabileceği öngörülüyor.
Obezite
Obezite, çok büyük bir sağlık sorunudur. ABD’deki obezite vaka oranı son 40 yılda yükselişe geçmiştir.
Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri (CDC), 2017 ve 2018 yılları arasında ABD’nin %42.4’ünün obezite sorunu yaşadığını bildirmişti. 1999 ve 2000 yılları arasında ise bu oran sadece %30.5’di.
Obezite; felç, diyabet,bazı kanser türleri ve kalp hastalıkları geçirme riskini arttırmaktadır.
CDC, daha sağlıklı bir beslenme düzeni ve daha düzenli bir egzersiz programını içeren hayat tarzı değişimlerinin obezite sorununu azaltmada anahtar bir rol oynadığını bildirdi.
Online derginin başka bir sayısında ise obezitenin metabolizma üzerindeki etkileri ele alınmıştı. Fareler hakkında yapılan bir önceki çalışma; obezite sorunu yaşayan birinin , obezite sorunu yaşamayan birine göre daha az kalori yaktığı iddiasını ortaya çıkardı.
Bu durumun nasıl ve neden olabileceğinin ve bilim insanları ile klinisyenlerin bu konu hakkında yapabileceklerinin daha iyi anlaşılması, obezitenin azaltılmasına katkı sağlayabilir.
Gen İnhibisyonu (Gen Etkisizleştirilmesi)
Hala devam eden çalışmanın araştırmacıları, farelerde bulunan bağışıklık hücrelerindeki bir geni etkisizleştirdi. Bu işlem, obezite ile iltihabın çoğalması/yayılması arasında bir bağlantı olduğu için yapıldı. Aynı zamanda bağışıklık hücreleri de iltihabın kontrol altına alınmasında çok büyük bir rol oynamaktadır.
Araştırmacılar; bağışıklık hücrelerinin, obezitenin metabolik komplikasyonları açısından ne tür bir rol oynadığını anlamak istedi. Bu hücrelerin obezite ve kilo alımı işleyişinde temel bir rol oynadığını öğrenince de oldukça şaşırdılar.
Bağışıklık hücresi geninin etkisizleştirilmesine yönelik etkilerin incelenmesini isteyen araştırmacılar, iki deneye imza attı. İlk deneyde Asxl2 geni çıkarılırken ikincisinde bir fareye, genin işlevini engelleyen nanoparçacıklar enjekte edildi.
Bağışıklık hücrelerindeki bu gen etkisizleştirildikten hemen sonra farenin, yüksek kalorili bir beslenme düzeni olsa bile obezite sorunu yaşamadığı ve bunun büyük ihtimalle enerji tüketim artışından kaynaklandığı keşfedildi.
Gen etkisizleştirilmesi yapılmayan bir grup obez fareyle karşılaştırıldığında geni etkisizleştirilen farenin, yüksek kalorili beslenme düzeni olsa da, %45 daha fazla kalori yaktığı gözlemlendi.
Çalışmanın baş araştırmacısı, Missouri St. Louis’teki Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi Profesörü Steven L. Tetelbaum, “İnflamatuar hücre** faaliyetlerinin değiştirilmesiyle kilo alımının düzenlenmesini sağlayabilecek bir kavramın varlığını ispat ettik.” sözlerini dile getirdi.
Ayrıca, “Bunu pek çok yoldan gerçekleştirebiliriz ancak obezite ve buna bağlı komplikasyonların kontrol altına alınmasının, iltihaplanmanın daha iyi bir şekilde denetlenmesiyle mümkün olabileceğini düşünüyoruz.” sözlerini de ekledi.
Ekip şu an için farelerin bağışıklık hücrelerindeki gen etkisizleştirilmesinin kilo alımlarını (yüksek kalorili bir beslenme düzenine sahip olsalar da) etkileme sebebini tam olarak bilmiyor. Araştırmacılar; bu sorunun cevabıyla birlikte, kahverengi yağ hücrelerinde olduğu gibi beyaz yağ hücrelerinin de yağı depolamak yerine yakmalarının sağlanabileceğini düşünüyor.
Bu sadece bir ön araştırma olmasına rağmen bu sonuçların, beslenme düzeni ile egzersizi içeren hayat tarzı değişimlerinin arttırılmasıyla obezite sorunu yaşayan kişilerin daha yüksek oranda yağ yakmalarına yardımcı olabileceği düşünülüyor.
Prof. Teitelbaum, “Amerikalılar’ın çok büyük bir oranı karaciğer yağlanmasından muzdarip durumda. Bunun bir nedeni de yağ depolarının, yedikleri yağları daha fazla depolayamamasıdır. Bu sebeple bu yağlar, vücudun başka yerlerine gitmek zorunda kalıyor.” dedi.
“Bu fareler yüksek kalorili beslenme düzenlerine rağmen karaciğer yağlanması yaşamadılar. Tip 2 diyabet de değiller. Görünen o ki makrofajların*** inflamatuar etkilerinin sınırlandırılmasıyla, çok daha fazla kalori yakmaları sağlanmış oluyor. Sonuç olarak daha sağlıklı ve ince kalıyorlar.”
*Kemik iliği hücresi **İltihaplanmayı iyileştiren hücrelerdir. ***Dokularda bulunan patojenlerin, ölü gözelerin (hücrelerin), hücresel kalıntıların ve vücuttaki yabancı maddelerin yutulmasından sorumlu hücrelerdir.
Çeviri: Begüm GÜR
Editör: Bengisu Gülüm SERT
Comments