top of page
Yazarın fotoğrafıbbblog419

Toplumsal Cinsiyet Disforisi Nedir?



Toplumsal cinsiyet disforisi, kişinin toplumsal cinsiyetinin doğumla atanmış biyolojik cinsiyetinden farklı olduğunu hissettiren yoğun hissiyatın tanımı niteliğindedir. Erkek cinsel organı ve fiziksel özellikleri ile doğan toplumsal cinsiyet disforik kişiler, kendilerini kadın olarak hissedebilirken; kadın cinsel organı ve fiziksel özellikleri ile doğanlar da kendilerini erkek olarak hissedebilmektedir. Disfori kelimesi, huzursuzluk veya memnuniyetsizlik kalıplarının yoğun bir hali olarak tanımlanmaktadır.

Anahtar Bilgiler:

  • Toplumsal cinsiyet disforisi her yaşta görülebilir.

  • Toplumsal cinsiyet disforisi bir akıl hastalığı değildir.

  • Toplumsal cinsiyet disforisi kişinin cinsel tercihi ile ilgili değildir.

  • Toplumsal cinsiyet disforisi 2013 yılına kadar "toplumsal cinsiyet kimlik bozukluğu" olarak biliniyordu.

  • "Toplumsal cinsiyet normlarından" farklı olmaları nedeniyle, disforik insanlar eşitlik ve sosyal kabul kazanmak için büyük zorluklarla karşı karşıya kalır.

  • Günümüzde toplumsal cinsiyet disforik kişilerin toplum içerisinde daha çok kabul gördüklerine dair kanıtlar bulunmaktadır.

Ancak bu tanım, toplumsal cinsiyet karmaşasını bir akıl hastalığı olarak gösteriyordu. 2013 yılında Amerikan Psikiyatri Birliğinin (APA) yayımladığı "Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı", toplumsal cinsiyet karmaşasının kişinin sağlığını veya refahını etkilediği takdirde tıbbi bir durum haline geldiğini bildirerek terim adını “toplumsal cinsiyet disforisi” olarak değiştirmiştir.

Bu yüzden toplumsal cinsiyet disforisinin tıbbi bir durum olduğunu ancak bir akıl hastalığı olmadığını kavrayabilmek oldukça önemlidir.




Toplumsal Cinsiyet Disforisi Örnekleri


Toplumsal cinsiyet disforisi her yaşta görülebilir. Örneğin biyolojik açıdan genç kızlar erkek kıyafetleri giymeyi, erkek çocuk aktivitelerine katılmayı tercih edip erkek olarak büyüme ve yaşama arzularını belirtebilirler. Benzer şekilde biyolojik açıdan genç erkekler kız olmak istediklerini veya kendilerini kadın olarak yetiştireceklerini söyleyebilirler.


Toplumsal cinsiyet disforik yetişkinler, toplum tarafından kendilerine atanan toplumsal cinsiyete göre davranılmaktan rahatsızlık duymaktadır. Bu sebeple de kendilerini en iyi tanımlayan cinsiyetin davranış, giyim ve tavırlarını benimseyebilirler.


Toplumsal Cinsiyet Kimliğinin Dili


Toplumsal cinsiyet disfori spektrumunun gerçek anlamını ve aralığını kavrayabilmek, sık sık karıştırılan bazı terimlerin anlaşılmasıyla sağlananabilir. Örneğin, genellikle birbirlerinin yerine kullanılsalar da, "cinsiyet" ve "toplumsal cinsiyet" kalıpları aynı şeyler değildir. Mevcut (2013) APA yönergelerine göre aşağıdaki tanımlar geçerlidir:

  • "Cinsiyet", erkek ile kadın arasında doğuştan gelen iç ve dış cinsel organlara ve kromozomlara dayanan biyolojik farklılıkları ifade etmektedir.

  • "Toplumsal cinsiyet", maskülen ve feminen anlayışının kabul görülmüş kültürel veya toplumsal algılarına göre kendini zihnen erkek, kadın, her ikisi birden veya hiçbiri olarak görmesiyle ilgilidir. Bu kişisel erkeklik/kadınlık duyguları kişinin "toplumsal cinsiyet kimliğini" ortaya çıkarmaktadır.

  • "Transgender" terimi, toplumsal cinsiyet kimlikleri ile doğumda atanan cinsiyetleri eşleşmeyen bireyleri ifade etmektedir. Örneğin, biyolojik cinsiyeti erkek olan ama kadın gibi hisseden biri transgender’dır. Transgender bireyler genellikle "yanlış bedende doğduklarını" düşünürler.

  • "Transseksüel" terimi, karşı cinsin kimliklerine çok güçlü bir bağ duyan ve bu sebeple karşı cinsin özelliklerini ve toplumsal cinsiyete dayalı rollerini üstlenmeye girişen cinsiyet disforik kişileri ifade etmektedir. Transseksüel kişiler, fiziksel görünümlerini veya toplumsal cinsiyetlerini etkin olarak değiştirebilmek için hormon replasman tedavisi veya cinsiyet değiştirme ameliyatı gibi tıbbi yardımlardan faydalanmak isteyebilirler.

  • "Gender Queer (Kuir Cinsiyet)", yaşamları boyunca toplumsal cinsiyet kimliklerini ve bazen cinsel yönelimlerini de değiştiren bireyleri ifade etmektedir.

  • "Gender Fluid (Akışkan Cinsiyet)" farklı zamanlarda farklı toplumsal cinsiyet kimlikleri olabilen kişileri içermektedir.

  • "A-gendered (Cinsiyetsiz)" kelimenin tam anlamıyla "cinsiyetsiz" anlamına gelip kendini hiçbir toplumsal cinsiyete uygun görmeyen insanlar için kullanılmaktadır.

  • "Cis-gender (Natrans)", toplumsal cinsiyet kimliği veya cinsel ifadeleri doğumda kendilerine atanan cinsiyetle uyumlu olan kişileri tanımlamaktadır.

Toplumsal Cinsiyet Disforisi ve Cinsellik


Birçok kişi toplumsal cinsiyet disforisini aynı cinsiyete duyulan çekim ile bağdaştırarak tüm transgender bireylerin gey olduğunu varsaymaktadır. Bu tehlikeli ve zararlı olabilecek bir yanılgıdır. Toplumsal cinsiyet disforisi olan kişiler, tıpkı toplumsal cinsiyet kimlikleri biyolojik cinsiyetleriyle uyumlu olan kişiler gibi, genellikle heteroseksüel, gey veya biseksüel olarak yaşarlar. Toplumsal cinsiyet disforisinin bir kişinin cinselliği üzerinde temelde hiçbir etkisi yoktur.



Toplumsal Cinsiyet Disforisinin Kısa Tarihçesi


Toplumsal cinsiyet disforisi olan bireylerin anatomik cinsiyetten duyduğu rahatsızlık hissi tıbbi literatürde ilk kez 19.yüzyılın ortalarında görülmüştür.


1950'lere kadar, toplumsal cinsiyet uyumsuzluğu ve eşcinsel ilişkiler evrensel olarak sosyal açıdan uygunsuz bir tür sapıklık olarak kabul ediliyordu. Bu olumsuz algı 1952'nin sonlarında Christine Jørgensen'in Amerika’daki ilk cinsiyet değiştirme ameliyatını geçirmesiyle değişmeye başladı. Gizlice yaptırdığı ameliyatının duyulmasının ardından Jørgensen, transgender bireylerin haklarının ilk savunucularından biri oldu.


1957'de, seksolog John William Money cinsiyetten ayrı bir varlık olarak toplumsal cinsiyet kavramını yaratıp bunun savunuculuğunu yaptı. Money'nin araştırmaları sonucunda anatomik cinsiyet ve toplumsal cinsiyet kimliği arasındaki karmaşa durumu, 1980 yılında Amerikan Psikiyatri Birliği (APA) tarafından "toplumsal cinsiyet kimliği bozukluğu" olarak adlandırılan bir akıl hastalığı biçimi olarak sınıflandırıldı. Bu terminoloji transgender ve gender fluid bireylerin yaşadığı, günümüzde hala devam eden damgalanma ve ayrımcılığa katkı sağlamıştır.


En sonunda 2013 yılında APA, "toplumsal cinsiyet uyumsuzluğu ruhsal bir bozukluk değildir" bildirisini vererek "toplumsal cinsiyet kimliği bozukluğunu "toplumsal cinsiyet disforisi" (kişiye zihnen veya fiziken bir zarar vermesi takdirinde tıbbi bir sorun haline gelebilmektedir) olarak yeniden sınıflandırdı.


Tıp camiasının bu dönüm noktası olan kavrayışına rağmen, transgender bireyler eşitlik ve sosyal kabul kazanmada büyük zorluklarla hala karşılaşmaktadır.


Modern Toplumda Toplumsal Cinsiyet Disforisi


Günümüzde her zaman olduğu gibi toplum, toplumsal cinsiyet normlarına oldukça önem vermektedir. Çünkü bu normlar, toplumsal cinsiyet ile cinselliğin ifade edilmesinin "sosyal açıdan kabul edilebilir" yolları olarak bilinmektedir. Toplumsal cinsiyet normları ebeveynler, öğretmenler, arkadaşlar, ruhani liderler, medya ve diğer sosyal kurumlar tarafından nesilden nesile aktarılmaktadır.


Son dönemde bu normlara yasal olarak gerekli transgender umumi tuvaletleri ve gender neutral (nötr cinsiyet) üniversite yurt odaları, gibi pek çok yenisi eklenmiştir. Ancak bu gibi kabul işaretlerine rağmen birçok toplumsal cinsiyet disforik birey sadece duyguları/hissiyatları yüzünden acı çekmeye devam etmektedir.


APA’ya göre, doktorlar genellikle hormon tedavisi veya cinsiyet değiştirme ameliyatı isteyen transseksüel veya transgender bireylerin öncelikle muayene ve ruh sağlığı gözetiminden geçmesi gerektiğini savunmaktadır.


Kaliforniya Üniversitesi tarafından 2012 yılında yapılan bir araştırma, heteroseksüel topluluğun transgender ve transseksüel bireyleri kabul etmeme oranının; lezbiyen, gey ve biseksüel (LGB) insanlarınkinden çok daha fazla olduğunu ortaya koydu. Buna ek olarak, 2009 yılında Gey, Lezbiyen ve Heteroseksüel (LGB) Eğitim Ağı tarafından yürütülen bir çalışma, kampüste tacize veya şiddete maruz kalma oranının LGB öğrencilerine oranla transgender ve transseksüel öğrencilerde çok daha yüksek olduğunu ortaya koydu.


Belki de en önemlisi, Tıp Enstitüsü tarafından 2011 yılında yapılan bir çalışmada, toplumsal cinsiyet disforik bireylerin toplum tarafından marjinalleştirilmesinin fiziksel ve ruhsal sağlıkları üzerinde yıkıcı bir etkiye sahip olduğu sonucuna varmasıydı. Örneğin, çalışma madde bağımlılığı, intihar girişimi ve HIV enfeksiyonu ile transgender ve transseksüel bireylerdeki diğer tıbbi sorunlar, genel popülasyonda meydana gelenlerden önemli ölçüde daha yüksek oranlarda bulundu.

Değişimin Kanıtı


Günümüzde toplumsal cinsiyet disforik bireylere yönelik anlayış ve kabulün daha mümkün olduğu, daha umut dolu bir dönemin izleri görülmektedir.


ABD Eşit İstihdam Fırsatı Komisyonu (EEOC) toplumsal cinsiyet kimlikleri, cinsel yönelimleri ve transgender bireyler için yapılanlar da dahil olmak üzere, işyerinde bireylere yönelik her türlü ayrımcılığı veya tacizi yasaklamıştır. Buna ek olarak, ABD Savunma Bakanlığı gey, lezbiyen ve transgender bireylerin tüm askeri dallarda hizmet verebilmelerini sağlamıştır.


Tedavi isteyen transgender bireyler için tedavi tekniklerinin yanı sıra ayrımcılık ve tacizi önlemenin yollarını da inceleyen pek çok klinik araştırma yapılmaktadır.


Son olarak Brown, Cornell, Harvard, Princeton ve Yale gibi sayıları giderek artan pek çok üniversite; transgender öğrencilerine, öğretim üyelerine ve personellerine yönelik hormon tedavisi veya cinsiyet değiştirme ameliyatı kapsamlı sağlık sigortası planları içeren kurumlara katılmaktadır.

Çevirmen: Begüm Gür

Editör: Bengisu Gülüm Sert

36 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Yazı: Blog2_Post
bottom of page