Murrumu Walubara ve oğlu Thoyo Walubara, Avusturalya kıyılarından 35 mil uzaklıkta, ya da Bay Walubara’nın deyimiyle çoğu insanın Avusturalya olarak adlandırdığı yerde, Büyük Set Resifi’nin berrak sularında, mor ve turuncu mercan kayalıklarının arasında trompet balıkları, deniz hıyarları ve dev deniz taraklarıyla birlikte kürek çekiyor.
Walubara ve destekçilerine göre Büyük Set Resifi, Walubara’nın 2014’te ilan ettiği ancak bağımsızlık kazanamayan, kıtanın Kuzeydoğusunda 6.000 mil kareden fazla yer kaplayan kendi bağımsızlığını ilan eden Yidindji Bölgesi’nin bir parçasıdır.
Beş yıl önce, yerlisi olduğu ülkenin anayasasının kendisini vatandaş olarak kabul etmediğini fark eden Walubara, siyasi muhabirlik görevinden istifa ederek isminden, Jeremy Geia, ve Avusturalya vatandaşlığından vazgeçtikten sonra pasaportunu, sağlık belgelerini ve ehliyetini ilgili devlet dairelerine iade etmiş ve Avusturalya banka kartlarını imha etmiştir.
45 yaşında olan Walubara, ilgili devlet dairelerine iade ettiği belgelerle birlikte düşüncesini yazılı olarak beyan ettiği bir notu da yetkililere iletmiştir “Avusturalya ulusunun gerçek ve dürüst bir vatandaşı olduğumu düşünüyordum ancak yanılmışım. Artık toplumunuza faydalı bir vatandaş değilim, işte size ait olan belgeler”
Uzmanlar Avusturalya’nın, Walubara’nın egemenlik talebini onaylaması için uzun zaman geçmesi gerektiğini düşünse de Walubara’nın talebi, ulusal haber kanallarının ve halkın ilgisini çekmişti. Bu talep, Avusturalya yerlilerini anayasal olarak kabul etmeyen ve uzun zamandır parlementoda yer almaya çalışan, ötekileştirilmiş nüfusla anlaşma yapmayan ülke için siyasi bir yük olmuştur.
Şimdi, anayasal tanınma konusunda referandum sözü veren muhafazakar Avusturalya hükümetinin yeniden başa gelmesiyle Yidindji bölgesi Dışişleri ve Ticaret Bakanı Walubara, bağımsız Yidindji hükümeti ile anlaşma yapmaları için federal liderlere baskı yapıyor.
Walubara, ulus olarak tanınmanın yeterli olmadığını söylüyor. Ona göre Avusturalyada en az 65.000 yıl yaşadığı ve İngilizlerin 1700’lerin sonunda adaya ayak basmasıyla katledildiği düşünülen yerli halkın, kuşaklarca maruz kaldığı ötekileştime ve acının son bulması için tek uygun çözüm, bağımsız yerel hükümetlerle Avusturalya hükümetinin anlaşma imzalamasına dayanıyor.
Walubara: “Hiçbir yere gitmediğimiz gibi Avusturalya’nın da yok olmasını istemiyoruz Yine de bölgenin egemenliği bize aittir.” dedi ve sözlerine Yidindji hükümetinin tazminat istemediğini ancak Avusturalya’nın Yidindji bölgesini resmi devlet olarak tanımasını istediğini de ekledi.
“Bu kadar basit, sadece evrak işi. Tek çözüm bu.”
Walubara 1974 yılında Avusturalya’nın kuzeyinde Cairns şehrinde, Aborjin bir anne ve Hırvat Yahudi bir babanın oğlu olarak dünyaya geldi. Yerinden edilme hissine cevap arayan Walubara, kendini komünizme verdiği Küba ve Meksika gibi düzinelerce ülkeyi gezdikten sonra nihayetinde güç sahiplerine hesap sorabileceğine inandığı gazetecilik mesleğine atıldı.
2012 yılında Londra Ekvador büyükelçiliğinde Julian Assange ile gerçekleştirilen ilk röportajlardan birine imza atan ve siyasi muhabir olmak için haber medyasının basamaklarını tırmandığı başkent Canberra’da yirmi yıl boyunca muhabirlik yapan Walubara, Avusturalya yerlilerinin yüksek tutuklanma ile intihar oranları ve siyasetçilerin çocukça maskaralıkları hakkındaki hikayelerini dinledikçe hayal kırıklığına uğradı.
“İnsanların daha iyisini hak ettiğini düşündüm. Yerli halk umudunu böyle bir liderliğe bağlıyorsa bol şans.”
Tam o anda, anayasanın onu ötekileştirdiğini anladı ve Avusturalya hükümeti ile Aborjinler ve Torres Boğazı Adaları yerlileri arasında anlaşma imzalanması için neler yapılması gerektiğini araştırmaya başladı.
“Baştakilerin buna yanaşmayacağını anladım, bu yüzden harekete geçmem gerekiyordu.”
Arkadaşları başlangıçta şaşırsa da Walubara’nın işi bırakma kararını saygıyla karşıladılar. Eski iş arkadaşı Mark Davis: “Çok güçlü bir kariyeri ardında bıraktı ancak o kendi prensipleri olan bir adam. Bence yaptığı şey takdire şayan ve tarih onu haklı çıkaracak. Ancak birçok kişi onu ciddiye almıyor.” dedi.
Şimdi, on bir yaşındaki oğlu, ve kocası gibi aktivist olan karısıyla Ceirns’te bir arkadaşının evinin alt katında yaşayan Walubara’nın temel dayanağı, destekçilerinin iyi niyeti.
Walubara’ya göre görevi çok basit. Yidindji hükümeti bağımsız bir devlet olarak kabul edilecek ancak Avusturalya, bölgedeki diğer idari işleri yürütüp denetleyecek ve Birleşmiş Milletler’de Yidindji bakanlarının çevreyle ilgili konularda ve Aborjin gençler için daha iyi fırsatlar sağlayabilecek okul ve üniversite gibi projelere finansman sağlama gibi meselelerde son sözü söyleme yetkisini gözetecek.
Bakanlar, Yerli Halkların Hakları Bildirgesi’nin imzalanmasıyla Avusturalya’nın Yidindji’ye kendi kendini yönetme ve tazminat alma izinlerini çoktan taahüt ettiğini düşünüyor.
Bazı uzmanlar, BM deklarasyonunun Walubara’yı destekleyeceğini ve teoride bir anlaşma sağlayabileceğini söylese de Avusturalya hükümetinin yakın gelecekte müzakere masasına oturmasının mümkün olmadığını savunuyor.
Eleştiren bazı insanlar Bay Walubara’nın sadece dikkat çekmek istediğini söylerken bazıları iyi niyetine rağmen vatandaşlıktan vazgeçmesinden bu yana beş yılda çok az yol katettiğini düşünüyor. Ancak diğerleri Walubara’yı gelecek nesillere ilham olacak cesur bir lider olarak tanımlıyor.
“Barışçıl yol en iyi yoldur, en uzun yol olsa da.”
Çeviren: Bengisu Gülüm Sert
Editör: Begüm Gür
Kaynak: https://www.nytimes.com/2019/09/13/world/australia/indigenous-walubara-yidinji.html
Comments